TBMM çatısı altında Türk Demokrasi Vakfı tarafından düzenlenen “Siyasetin Gözü ile Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaseti Nasıl Olmalıdır?” başlıklı program, siyaset, bürokrasi ve güvenlik dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Programın ev sahipliğini Türk Demokrasi Vakfı Başkanı Abdülbaki Mert yaptı.
Etkinliğin en dikkat çeken çıkışlarından biri, afetlerdeki saha deneyimi ve bölgesel gözlemleriyle bilinen Demokrat Parti Genel Merkez Medya ve İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Küçük Menderes Havzası Koordinatörü Gazeteci Dilek Acar Güleç’ten geldi. Tüm oturumları takip eden Güleç’in söz alarak yaptığı müdahale, zirvenin en kritik başlıklarından biri haline geldi.
“AFETLER ARTIK YALNIZCA İDARİ BİR SORUN DEĞİL; MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR”
Güleç, konuşmasında özellikle İzmir’de yaşanan büyük orman yangınında bizzat tanık olduğu koordinasyon eksikliklerine dikkat çekerek şu soruyu yöneltti:
“İzmir’de yaşadığımız orman yangınlarında hem yerel yönetimlerin hem de merkezi kurumların koordinasyon eksikliği, refleks kaybı ve hazırlıksızlığı sahada çok net görüldü.
Türkiye’nin güvenliği açısından daha ağır tehdit dış kaynaklı riskler midir, yoksa içeride hem yerel yönetimlerde hem merkezi yapılarda görülen kriz yönetimi zafiyetleri ve afetlere karşı kurumsal hazırlıksızlık mı?
Bu noktada hangi taraf neyin sorumluluğunu üstlenmeli ve çözüm iradesini nasıl ortaya koymalı?”
Güleç, aldığı yanıtların tatmin edici olmadığına işaret ederek değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Afetler, krizler ve koordinasyon eksikliği artık sadece idari bir sorun değil; doğrudan milli güvenlik sorunudur. Türkiye krize yakalanan değil, krize hazırlığını tamamlayan devlet olmalı.”
“HER KRİZDE YENİDEN ÖĞRENEN DEĞİL; ÖNCEDEN HAZIRLANAN DEVLET AKLI”
Güleç, afet yönetimi kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik önerilerini ise şu sözlerle ifade etti:
“Önceliğimiz; teknolojik ve idari kapasitemizi artırmak, kurumlar arası rekabeti bir kenara bırakıp çözüm odaklı bir anlayış benimsemektir. Afetler yaşanmadan önce alınacak önlemler hem vatandaşın can güvenliğini sağlar hem de ülkemizin stratejik dayanıklılığını artırır.
Yerel yönetimler, merkezi idare, güvenlik kurumları ve sivil toplum aynı masa etrafında birleşmek zorundadır. Türkiye’nin ihtiyacı; her krizde yeniden öğrenen değil, krize gelmeden önce hazırlığını tamamlamış bir devlet aklıdır.”
GÜVENLİK SİYASETİ MASAYA YATIRILDI
Programda Türkiye’nin milli güvenlik mimarisi tüm yönleriyle ele alındı.
Konuşmacılar arasında:
-
TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş
-
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu Başkanvekili, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Rektör ve Büyükelçi Prof. Dr. Çağrı Erhan
-
Milli Güvenlik Kurulu Eski Genel Sekreteri, Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu
-
İzmir Milletvekili (DP) Haydar Altıntaş
-
AREM Başkanı, Kaymakam ve TİAV Genel Sekreteri Doç. Dr. Selim Çapar
-
Prof. Dr. Kerem Alkin
-
Enerji Uzmanı ve TDV Mütevelli Heyeti Üyesi Ali Arif Aktürk
-
Gıda ve Su Güvenliği Uzmanı Dr. Hayati Başaran
-
AIPA Kurucusu ve Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu
-
AIPA Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Umut Demirezen
-
Prof. Dr. Halil İbrahim Aydın
-
Prof. Dr. Murat Erdoğan
-
Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu yer aldı.
Oturumlarda; Türkiye’nin güvenlik öncelikleri, ekonomi güvenliği, enerji güvenliği, gıda ve su güvenliği, yapay zekâ ve siber güvenlik, gelir eşitsizliği ve göçün güvenlik politikalarına etkileri detaylı biçimde değerlendirildi.
Ayrıca AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Ömer İleri, Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili İdris Şahin ile CHP Eskişehir Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Utku Çakırözer, Türkiye’nin güvenlik vizyonuna ilişkin parti görüşlerini paylaştı.
News
