DOLAR 41,9812 0,24%
EURO 48,5765 0,45%
ALTIN 5.409,362,07
BITCOIN 4489964-2.71644%
İzmir
23°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Tire Güncel Haber

Tire Güncel Haber

30 Ekim 2025 Perşembe

TOKİ Bursa’ya 17 Bin Konut Yapacakken Neden Çataltepe’yi Unuttu!

TOKİ Bursa’ya 17 Bin Konut Yapacakken Neden Çataltepe’yi Unuttu!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çataltepe Kültür ve Sosyal Dayanışma Derneği (ÇATSANDER), Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) Bursa genelinde yürüttüğü konut projelerine ilişkin dikkat çekici bir açıklama yaptı. Dernek yönetimi, kamuoyuna yansıyan “Bursa’ya 17 bin yeni konut yapılacak” haberlerine tepki göstererek, Çataltepe Mahallesi’nin projelerden tamamen dışlandığını savundu.

“Yıllardır söz veriliyor ama icraat yok” diyen dernek yetkilileri, mahallenin imar, altyapı ve sosyal donatı açısından ciddi eksikliklerle karşı karşıya olduğunu belirtti.

“Her Seçim Öncesi Umut, Seçim Sonrası Sessizlik”
ÇATSANDER tarafından yapılan açıklamada, uzun süredir süregelen “unutulmuş mahalle” algısına dikkat çekildi:

“Bursa genelinde on binlerce konut yapılacağı açıklanıyor ama Çataltepe yine unutuluyor. Her seçim öncesi bizlere sözler veriliyor, haritalar gösteriliyor, temsili projeler anlatılıyor. Ancak seçim sonrası derin bir sessizlik hâkim oluyor. Çataltepeli olmak isteyen esnaf artık kandırılmak istemiyor.”

Dernek temsilcileri, mahallede yaşayan binlerce esnafın altyapı hizmetleri ve sosyal yaşam alanları konusunda yıllardır bekleyiş içinde olduğunu vurguladı.

“Ayrımcı ve Eşitsiz Yaklaşımı Reddediyoruz”
ÇATSANDER açıklamasında, TOKİ ve yerel yöneticilere doğrudan çağrıda bulunarak eşitlikçi bir ticari kentsel planlama talebinde bulundu:

“Bursa’nın her mahallesinde TOKİ projeleri yükselirken, Çataltepe’nin haritalardan silinmesini kabul etmiyoruz. Ayrımcı ve eşitsiz bir yaklaşımı reddediyoruz. Çataltepe, Bursa’nın bir parçasıdır ve hak ettiği yatırımları almak zorundadır.”

Dernek yetkilileri, kentsel adaletin sağlanması gerektiğini, aksi takdirde bölgedeki mağduriyetin daha da derinleşeceğini ifade etti.

“Çataltepe’yi Unutanları Halk Affetmez”
ÇATSANDER yönetimi, konunun takipçisi olacaklarını vurgulayarak yerel ve merkezi yönetimlere açık bir mesaj gönderdi:

“Biz sustukça unutuluyoruz. Ama artık susmayacağız. Gerekirse Ankara’ya kadar gidecek, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) dahil her kanaldan sesimizi duyuracağız. Çataltepe’yi yok sayanları halk da günü geldiğinde yok sayacaktır.”

Açıklamada, derneğin mücadele kararlılığının süreceği ve Çataltepe’nin hak ettiği yatırımlar için hukukî ve demokratik tüm yolların kullanılacağı belirtildi.

Çataltepe Sakinleri Derneği (ÇATSANDER) adına açıklama yapan Başkan Zekai Akdoğan, Başkan Yardımcısı Mehmet Kuş ve Başkanvekili Aydın Çitil, TOKİ’nin Bursa genelinde başlattığı 17 bin konutluk projeye sert tepki gösterdi.

ÇATSANDER temsilcileri, “TOKİ Bursa’da 17 bin konut yaparken, neden Çataltepe için tek bir adım atmıyor?” diyerek hükümete ve yerel yönetime açık çağrıda bulundu.

“Çataltepe Yıllardır Bekliyor, TOKİ Sessiz”
ÇATSANDER Başkanı Zekai Akdoğan, yaptığı açıklamada Çataltepe bölgesinin yıllardır konut sorunu yaşadığını ve vatandaşların “kaderine terk edildiğini” söyledi.

“TOKİ Bursa genelinde binlerce yeni konut inşa ediyor, her yerde temel atma törenleri yapılıyor. Ama iş Çataltepe’ye gelince derin bir sessizlik hâkim. Burada yaşayan insanlar ikinci sınıf vatandaş mı? Yıllardır verilen sözler nerede?”

“Sosyal Konut Sözü Unutuldu”
Dernek yönetiminden Başkan Yardımcısı Mehmet Kuş, TOKİ’nin yeni projelerinde 2+1 ve 1+1 konutların, yatay mimariye ve geleneksel dokuya uygun olarak tasarlanacağını hatırlatarak, bu projenin Çataltepe’de de hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

“Şehit ailelerine, gazilere, engellilere, emeklilere, gençlere kontenjan ayrılıyorsa, neden Çataltepe’de Bursa’ya soluk aldıracak büyük sanayi sitesi bu kapsama alınmıyor? Her seçim döneminde verilen sözler nerede? Artık insanların esnafın sabrı kalmadı.”

“Devlet Güvencesi Varsa, Çataltepe Neden Dışında?”
ÇATSANDER Başkanvekili Aydın Çitil ise TOKİ projelerinin devlet güvencesiyle, uygun ödeme koşullarıyla satışa sunulmasına rağmen, Çataltepe’de yıllardır tek bir temel dahi atılmadığını belirtti:

“1 milyon 800 bin liradan başlayan konutlar için yüzde 10 peşinat ve 240 ay vade imkânı sağlanıyor. İnsanlar bu şartlarla ev sahibi olabiliyorken, Çataltepe neden bu planların dışında bırakıldı? Devletin güvencesi herkes için geçerliyse, biz neden hariç tutuluyoruz?”

“Artık Laf Değil, Somut Adım İstiyoruz”
ÇATSANDER yönetimi, Bursa’nın tüm ilçelerinde inşaatların hızla yükseldiğini ancak Çataltepe’nin “haritada yokmuş gibi” muamele gördüğünü dile getirdi.

“TOKİ’nin sessizliği kabul edilemez. Çataltepe’de yıllardır sabırla bekleyen esnaf için artık laf değil icraat istiyoruz. Bursa’ya 17 bin konut yapılırken, Çataltepe’nin yok sayılması büyük bir adaletsizliktir.”

“Yetkililere Çağrı: Eşitlik İstiyoruz!”
ÇATSANDER’in açıklamasında son olarak şu çağrı yer aldı:

“Biz ayrıcalık değil, eşitlik istiyoruz. TOKİ’nin sosyal konut politikası, tüm vatandaşları kapsamalı. Çataltepe’nin de bu projelere dâhil edilmesi için Cumhurbaşkanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve TOKİ yönetimini göreve davet ediyoruz. Çataltepe halkı artık yok sayılmayacak.”

Devamını Oku

Cavit Yoldaş Yazdı… Seçim Toplumu: Sandığın Gölgesinde Yaşamak

Cavit Yoldaş Yazdı… Seçim Toplumu: Sandığın Gölgesinde Yaşamak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye, 2025 sonbaharına bir kez daha seçim konuşarak girdi. Fakat mesele yalnızca sandığın tarihi değil; seçimin kendisi, artık toplumsal bir refleks, hatta bir kimlik hâline geldi. Bu ülke uzun süredir seçimleri bir yönetim aracından çok bir varlık biçimi olarak yaşıyor. Her sokak tartışması, her televizyon programı, her sosyal medya gündemi seçim atmosferinin bir uzantısına dönüştü. Sandık, artık yalnızca iktidarın değil, toplumun ruh halinin aynası hâline geldi.

Bu tabloya siyaset bilimi “plebisiter kültür” diyor. Yani iktidarın her eyleminin halkın onayıyla meşrulaştırıldığı, ancak bu onayın gerçek bir seçme hakkından ziyade bir duygusal bağlılık testine dönüştüğü bir sistem. Türkiye’deki siyasal iklim, giderek bu kültürün içinde derinleşiyor. Vatandaş, kendi yaşam koşullarını değil, kendi tarafını savunmak için oy verir hale geldi.

Medya bu tabloyu büyütüyor. Ana akım kanallar, haber bültenlerini parti söylemleriyle dolduruyor; sosyal medya ise her gün küçük birer “referandum alanı”na dönüşüyor. Bir belediye kararı, bir mahkeme kararı, bir sanatçının ifadesi bile saniyeler içinde “taraf” meselesi oluyor. Halk, sandığın dışında hiçbir çözümün mümkün olmadığına inandırılmış durumda.

Oysa seçim, demokratik sistemin sadece bir evresidir; toplumun kendisi değildir. Sürekli seçim hâli, bir ülkeyi diri tutmak yerine yorar. Ekonomik politikalar, adalet sistemi, eğitim gibi alanlarda uzun vadeli planlama yapılamaz; çünkü her kararın gölgesinde bir sonraki sandık vardır. Bu döngü, siyasetçiyi günü kurtarmaya, halkıysa sürekli umut ya da korku halinde yaşamaya mahkûm eder.

Plebisiter siyasetin bir diğer tehlikesi de duygusal iktidar ilişkilerini kalıcılaştırmasıdır. “Biz ve onlar” ayrımı, artık ideolojik değil, psikolojik bir refleks hâline gelmiştir. Her yeni seçim, bir yenilenme fırsatı değil, bir rövanş mücadelesine dönüştürülür. Demokrasi, rekabet değil sadakat üzerinden okunur.

Bugün Türkiye’nin en acil ihtiyacı, seçimleri bir son değil, bir başlangıç olarak yeniden anlamlandırmaktır. Vatandaşın siyasete katılımı yalnızca oy vermekle sınırlı kalmamalı; denetim, sorgulama ve ortak akıl üretimi gibi süreçlerle güçlenmelidir. Sandık, toplumun sesi olduğu kadar, toplumun suskunluğuna da dönüşebilir.

Seçim toplumundan vatandaş toplumuna geçiş, belki de Türkiye’nin önündeki en büyük demokrasi sınavıdır.

Devamını Oku

Güllü ile İlgili Şok İddia: Oğlundan Şiddet Görmüş, KADES’den Yardım İstemiş

Güllü ile İlgili Şok İddia: Oğlundan Şiddet Görmüş, KADES’den Yardım İstemiş
0

BEĞENDİM

ABONE OL

‘Bu Sabah’ programında gündeme getirilen bilgilere göre, Güllü’nün vefat etmeden yaklaşık üç ay önce oğlu Tuğberk Yağız Gülter’den şiddet gördüğü öne sürüldü. Şarkıcının Kadın Destek Uygulaması (KADES) aracılığıyla yardım çağrısında bulunduğu ifade edildi. KADES kayıtlarında bu durumun açıkça görüldüğü belirtildi.

Güllü’nün patronu Ferdi Aydın da Yalova Adliyesi’ne giderek kızı Tuğyan Ülkem Gülter hakkında cinayet suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Aydın, başvurusunda gizli tanıkları olduğunu belirtti ve Gülter’e ait olduğu iddia edilen WhatsApp yazışmalarını delil olarak sundu. Yazışmalarda, Gülter’in annesi için “N’olur bir şey yap, bu kadın ölsün, senin çevren çok” gibi ifadelerin yer aldığı öne sürüldü.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor ve hem Güllü’nün oğlu hem de kızıyla ilgili iddialar kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.

Devamını Oku

Anıtkabir, 29 Ekim’de Rekor Ziyaretçi Akınına Uğradı!

Anıtkabir, 29 Ekim’de Rekor Ziyaretçi Akınına Uğradı!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir, rekor bir ziyaretçi akınına uğradı. Resmi verilere göre, Anıtkabir’i 1 milyon 125 bin 311 kişi ziyaret etti.

Ziyaretçiler, Atatürk’ün mozolesini ziyaret ederek saygı duruşunda bulundu ve Cumhuriyet’in önemini bir kez daha hatırladı. Bayram boyunca Anıtkabir çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı ve ziyaretlerin düzenli şekilde gerçekleştirilmesi sağlandı.

Cumhuriyet’in 102. yılı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen bu ziyaret, vatandaşların Atatürk’e olan bağlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Devamını Oku

Ödemiş’te Taş Ocağı Projesine İzin Çıkmadı

Ödemiş’te Taş Ocağı Projesine İzin Çıkmadı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından hazırlanan proje, zeytinlik alanlara yakınlığı nedeniyle uygun bulunmadı. İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, toz ve duman çıkaran tesislerin zeytinliklerin gelişimine zarar vereceğini belirterek olumsuz görüş bildirdi. Kanuna göre zeytinliklere üç kilometreden daha yakın bölgelerde bu tür tesisler yapılamıyor.

İzmir Orman Bölge Müdürlüğü de projeye karşı çıkarak, çalışmanın ormanlık alanlara ve doğal çevreye zarar verebileceğini ifade etti. Tüm bu değerlendirmelerin ardından İzmir Valiliği, taş ocağı projesini iptal etti. Böylece Ödemiş’teki zeytinlikler ve ormanlık alanlar korunmuş oldu.

Devamını Oku