Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Aslanoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından İzmir’de gerçekleştirdikleri eylemleri ve ülke siyasetiyle ilgili açıklamalar yaptı.
YOL HARİTAMIZI ÇIKARACAĞIZ
Aslanoğlu, bugün CHP İzmir İl Başkanlığı önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını, “Partililer bilir ki CHP İzmir İl Binası önündeki en kalabalık eylemlerden birisi buydu. Coşku da çok yüksekti. Bugün öğlen saatlerinde merkezi bir eylemlilik yaptık sonrasında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin eylemine katıldık sonrasında da tüm ilçelerimizde eş zamanlı açıklama yaptık. Neden böyle yaptığımızı sordular, ilçelerimizde merkeze gelemeyen ancak eylemlere katılmak isteyen vatandaşlarımız vardı. Biz o vatandaşlarımızı da düşündük. İlçe dediğimizde aklınıza metropol gelmesin, Bergama’da da Kiraz’da da tepkilerini koymak isteyen vatandaşlarımız vardı. Yarın da neler yapacağımıza ilişkin yol haritamızı çıkaracağız” ifadeleriyle değerlendirdi.
SEBEPSİZ, UYDURULMUŞ GERÇEKLER…
Gözaltıların İzmir’e sıçramasını bekleyip beklemediği yönündeki soruya yanıt veren Aslanoğlu, “İzmir ile İstanbul arasında bir bağlantı yok. Daha önce İzmir’de bürokratlık yapan arkadaşlarımız da gözaltına alındı. İzmir’den herhangi birinin gözaltına alınmasını ya da kendimin gözaltına alınmasını bekliyor musunuz derseniz bugün Türkiye’de yaşayan herhangi bir vatandaşımız; sebepsiz, uydurulmuş gerekçelerle gözaltına alınabilir. Hukuk düzeni maalesef bu aşamaya gelmiş durumda. Herkes böyle bir kötücülüğü bekleyebilir” dedi.
ASLANOĞLU’NDAN KARADENİZ FIKRASI BENZETMESİ
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını “Karadeniz fıkrası” diye değerlendiren Aslanoğlu, bu gözaltıların cevabının da ‘siyasi’ olacağını söyleyerek, “Esenyurt’ta yaklaşık dört beş ay öncesine bakacak olursak olaylara dar perspektifte bakmayan, meseleyi çıplaklıkla bakanlar görüyor ki hiçbirinde hukuk, adalet ve şüpheye dayalı araştırma olmadığının farkındalar. Beşiktaş’ta bir iş insanı var dendi, bir sürü Adalet ve Kalkınma Partili belediyelerde de iş yapıyormuş. Gerçekten bir araştırma olsa Adalet ve Kalkınma Partili belediyeleri de çağırırlardı. Bırakın gözaltına alınmayı hiçbir Adalet ve Kalkınma Partili belediye başkanına ‘Bildiğin var mı?’ diye çağrılmadı bile. Örneğin Esenyurt’ta adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verenler diyor ki ‘Seçimde yine aynı partiye veririm ama bu adaletsizlik’ diyor. Var olan kararı hukuki zeminde değerlendiremeyiz. Bu kararların hukuki bir bağlantısı yok. İş siyasi, cevabı da siyasi olacaktır. Biz bir şey beklemiyoruz ancak gösteriyorlar ki her türlü kötücülüğü yapabilecek potansiyeldeler. Terör iddiasına gelecek olursak Karadeniz çocuğu Ekrem İmamoğlu’nu onların deyimiyle terörle bağdaştırılması Karadeniz fıkrasıdır” şeklinde konuştu.
BİZ ZATEN SOKAKTAYDIK!
Cumhuriyet Halk Partisi’nin tam anlamıyla ‘sokak çağrısı’ yapıp yapmayacağı sorusunu cevaplayan Aslanoğlu, “Asansöre bindik, birisi dedi ki ‘başkanım, yürümeyecek miyiz?’, ya hu yürüyüşten geliyorduk zaten, az önce yürümüştük. Demokrasi Güçleri bizim birlikte demokrasi mücadelesi verdiğimiz arkadaşlarımızdır. Onlar 18:00’de eylem koyuyorlar, biz 19:00’da. İzmir merkezde büyük bir yürüyüş yapıldı, öğlen de tüm partiler CHP bayrağının altında beraberdik. Zafer Partisi’nden DEM Parti’ye kadar sağ olsunlar geldi, destek oldu. TÜRK-İŞ, Baro, DİSK, aklınıza gelebilecek herkes buradaydı. Aynı mesele için kafa yoruyoruz. ‘Sokağa çıkma çağrısı’, e zaten sokaktaydık! Tanımsız bir çağrıyı siyasetçi sorumluluğuyla yapmazsınız, yapacağınız işin tanımlı olması lazım” ifadelerini kullandı.
MÜCADELEYİ SÜRDÜRÜYORUZ
Aslanoğlu, mücadeleyi bir plan dahilinde örgütlediklerini ifade ederek, “Biz, parti karar vermeden açıklama yapmaya karar verdik. O yüzden iş tüm Türkiye’de 2’deyken bizde 1’de oldu. Mesela, ‘neden Gündoğdu’ya gitmedik?’. Birçok sebebi var. Güvenlik var, duyuru süreci var, insanların taşınması var, Erdoğan’ın yönettiği hükümetin valisinin izin süreci var. O yüzden bunların tamamını bir plan dahilinde sürdürülebilir eylemlilik çerçevesinde örgütlüyoruz. Yarın STK’ların temsilcileriyle bir araya geleceğiz” dedi.
ÜYE DE VATANDAŞ DA TEPKİSİNİ GÖSTERECEK
23 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek önseçimi değerlendiren Aslanoğlu, “İzmir’de ezber cümleler var, olumlu ya da olumsuz var. Adam, ‘böyle olur’ diyor, ‘neden’ diyorsun, ‘2014’te böyle oldu’ diyor, ama 2014’te değiliz ki! Bu iş matematik problemi gibi, x, y, z değişince sonuç değişir. Benim sahada en başından bu yana gördüğüm önseçimin, 8 Mart’ta yaptığımız çağrıdan sonra gördüğüm, Kiraz’dan Bergama’ya kadar gördüğüm vatandaşın ve üyenin tepkisini göstermek için sandığa geleceğidir. Biz kaç kişi olduğumuzu göstereceğiz. Bu, vatandaşta da üyede de karşılık bulmuş. Bugün aldığımız karar da bu yüzden. Üye olmayanlar da oy kullanacak çünkü vatandaşın da böyle bir talebi var. O talep için her sandığın yanına bir dayanışma sandığı kuracağız. Ben genel merkezden önce, ‘vatandaş oy kullanmak istiyorsa hazirunların altına tutanak tutun, oy kullansın, vatandaşı kırmayın’ diye talimat vermiştim. ‘Ben üye oldum’ deyip ‘üyelik kaydını gösteriyorsa ona oy kullandıralım’ demiştim. Herkes gelip oy kullanacak çünkü bıkan milyonlar bir şey yapmak istiyor” dedi.
‘ÜYE KAYDI YETİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Bütün ilçe örgütlerinde vatandaşların üye kayıtlarını yapmak için mesai yaptıklarını ekleyen Aslanoğlu, “Ben 7:45’te partiye geldim, birisi kapıda bekliyordu. O kişi, ‘Ben üye olmaya geldim, burada yetkili biri yok mu?’ dedi. Bugün bütün ilçelerimizde üye kaydına yetişmeye çalışıyoruz. Bu vatandaşın tepkisini koyma isteğidir” diye konuştu.
‘İNSANLAR GÜVENLİ LİMANA DÖNMEK İSTER’
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasından sonra BİST’in devre kesmesini değerlendiren Aslanoğlu, şöyle konuştu:
“Hoca, ekonomiyi anlatırken Ayşe Teyze’den bahsederdi. Ayşe Teyze biliyor ki bir ülkede demokrasi yoksa hiçbir şey olmaz çünkü malınızın garantisi kim olacak? Bir kaotik yere Hans’ın eşi neden Hans’ı göndersin? Bir ülkenin Cumhurbaşkanı Adayı toplumun yarısından fazlasının asla ikna olmadığı bir sebeple hapse atılıyorsa Hans’ın hapse atılmayacağını kim garanti eder? Ben bir dönem Kuzey Irak’ta da iş yaptım. Mesela Cezayir’e iş yapmak için Türkler gitmek istemez. Niye? Çünkü Ayşe Abla gitmesini istemez. Ayşe Abla diyor ki ‘3 kuruşuna da lanet olsun, ne işin var senin orada?’. Ayşe Abla diyor ki ‘Sen para kazanacaksın oğlan babasız kalacak, ne işin var senin orada?’ Hans’ın eşi de diyor ki ‘ne işin var senin Türkiye’de?’. Paranın garantisi var mı? Adam getirdiği parayı geri götürüp götüremeyeceğini bilmiyor. Böyle belirsizliğin olduğu bir yerde insanlar güvenli limana dönmek isterler.”
EKONOMİ
1 gün önceGÜNDEM
7 gün önceGÜNDEM
21 Mart 2025GÜNDEM
21 Mart 2025GÜNDEM
21 Mart 2025GÜNDEM
21 Mart 2025GÜNDEM
21 Mart 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.