Her gün yeni bir haber: savaş, yolsuzluk, adaletsizlik, açlık, çocuk istismarı, çevre felaketi… Dünyanın dört bir yanından yükselen çığlıklar artık kulaklarımızı tıkayamayacağımız kadar yakın. İnsanlık, kendi kurduğu düzenin çürümüşlüğü içinde debeleniyor.
Ve biz soruyoruz: Bu kadar kötülüğün içinde nasıl umut edebiliriz?
Evet, dünya kokuşmuş bir hızla ilerliyor. Bazen, iyilik sadece küçük bir fısıltı gibi kalıyor. Güvenmek zorlaşıyor; insanlara, kurumlara, yarınlara…
Ama unutmamamız gereken bir şey var:
Karanlığın olduğu yerde ışık da vardır.Her kötülüğün içinde direnmeye çalışan iyi insanlar da vardır. Sessiz, reklamsız, gösterişsiz… Ama hâlâ var.
Güven, başkalarının davranışına değil, bizim neyi beslediğimize bağlıdır.
Eğer korku yayılırsa, karanlık çoğalır.
Ama biz hâlâ doğruluğu savunur, hâlâ vicdanlı çocuklar yetiştirir, hâlâ adil olmakta ısrar edersek, işte o zaman geleceğe güven duymaya başlarız.
Gelecek, bugünün iyilik birikimidir.
Küçük gibi görünen her doğru davranış, yarının zeminini inşa eder.
Bu düzeni biz bozduk, ama ancak biz düzeltebiliriz.
Ve güven, içimizdeki bu inatçı umutla başlar.
GÜNDEM
14 Eylül 2025GÜNDEM
14 Eylül 2025GÜNDEM
14 Eylül 2025GÜNDEM
14 Eylül 2025GÜNDEM
14 Eylül 2025GÜNDEM
14 Eylül 2025GÜNDEM
14 Eylül 2025