Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde siyasi bir fırtına kopuyor. Belediye Başkanı Cem Kotan, kendisini yıpratıcı bir sürecin ortasında buldu: Sayıştay tarafından hukuksuz bulunan işçi alımları, bütçeyi sarsan aşırı personel yükü ve önceki yönetimin sessizliği.
Ancak, mesele şu: Kotan gerçekleri ortaya koymaya çalışan bir lider mi, yoksa eleştirilerin odağındaki bir isim mi?
Belediye Bütçesini Sarsan İşçi Alımları: Sayıştay Raporları Ne Diyor?
Göreve gelmeden önce Kotan, belediyede bir anda 500 kişinin işe alındığını, toplam personel sayısının 1.823’e ulaştığını fark etti. Normalde bin olması gereken kadro, aşırı yüklenmiş bir bütçe ve usulsüz alımlar nedeniyle kriz sinyalleri veriyordu.
Sayıştay’ın raporlarıyla hukuka aykırı olduğu belgelenen 67 işçinin kadroya alınma süreci, Kotan’a ağır bir sorumluluk yükledi. O, siyasi çıkarları değil, belediyenin ayakta kalmasını düşünmek zorundaydı.
Ve bu noktada net bir duruş sergiledi: “Bu sorunu ben yaratmadım ama çözmekle mükellefim.”
Siyasi Hesaplar mı, Hukuki Zorunluluk mu?
Bazı kesimler Kotan’ın hamlelerini “siyasi” olarak nitelendirse de ortada yadsınamaz gerçekler var:
- Personel sayısı, olması gerekenin neredeyse iki katı.
- Bazı işçi alımları, sahte sertifikalarla gerçekleşmiş.
- Sayıştay ve CİMER’in incelemeleri, ciddi usulsüzlükleri tespit etmiş.
Bu noktada Cem Kotan’ın yaptığı işten çıkarmalar, bir siyasi karar değil, hukuki bir gereklilik. Hatta süreç daha da netleşiyor: Eğer Kotan göz yumarsa, kendisi de suç işlemiş olur.
Ancak burada önemli bir mesaj veriyor: “Hukuki süreci kazanan her işçiye kapımız açık.”
Sessizlik ve Sorumluluk: Eski Başkan Nerede?
Sürecin en ilginç yanlarından biri, önceki Belediye Başkanı Semih Esen’in sessizliği.
- Usulsüz alımların yapıldığı dönem Esen’in yönetimindeydi.
- Ancak Esen, konu hakkında tek bir açıklama yapmadı.
- Kadroya alınan bazı kişilerin işlemleri nedeniyle şu anda soruşturma altında olduğu biliniyor.
Tüm bu gerçekler gün yüzüne çıkarken, Kotan geri adım atmıyor.
Bir buçuk yıl boyunca çözüm aradığını, sendikalar ve genel merkezle görüştüğünü, ancak hukuki çerçevede ilerlemenin mümkün olmadığını anlatıyor: “Bu bir siyasi değil, hukuki mücadeledir.”
Peki Haksızlık Nerede?
Başkan Kotan’a yönelik eleştiriler, algı operasyonu mu?
Belediyeyi ayakta tutmak isteyen bir yönetici, yasaların zorladığı bir süreç ve kamu kaynaklarını koruma mücadelesi. Bu gibi durumlarda tarafsızlık zorlaşır, ancak gerçekler duygusal tepkinin ötesinde bir yerde duruyor.
Konyaaltı’ndaki bu kriz, bir belediye başkanının, görevini yerine getirirken nasıl siyasi hesapların hedefi haline gelebileceğini gösteriyor. Ama önemli olan şu:
Adalet gerçekten işliyorsa, haksızlık kim tarafından yapılıyor?
Haber: Cavit Yoldaş
News
