Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde çıkan büyük orman yangınında, alevlere müdahale ederken şehit düşen 10 kamu emekçisinden biri de Eyüp Dereli’ydi. Yangından sadece birkaç gün önce, Dereli’nin arkadaşına attığı bir mesaj ortaya çıktı: “Bu ay maaş zamlı yatar mı?” Bu cümle, yalnızca ekonomik bir beklentiyi değil; aynı zamanda memleketin kamu emekçilerine reva gördüğü yaşamı özetliyordu.
İtfaiyeciler, zabıtalar, temizlik görevlileri, park bahçe işçileri, şoförler, büro çalışanları… Her biri yazın kavurucu sıcağında, kışın dondurucu soğuğunda kamu hizmeti verirken geçim sıkıntısıyla baş başa. Tüm Yerel Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Devrim Onur Erdağ’ın İz Gazete için kaleme aldığı yazı, Eyüp Dereli’nin ölümüyle sembolleşen bir çığlığı gün yüzüne çıkardı.
“Bir cümle, bir ülkenin vicdanı olabilir mi?”
“Bu ay maaş zamlı yatar mı?”
İşte bu cümle, hayatını kaybeden Eyüp Dereli’nin ağzından çıkan son sorulardan biri. Oysa basit gibi görünen bu cümle, içinde büyük bir yük taşıyor:
Çocuğunun okul çantasına konacak bir kalem, evin elektriğinin açık kalması, marketten alınacak bir ek kilo meyve…
“Canımızı veriyoruz, insanca yaşayamıyoruz”
Dereli ve 10 mesai arkadaşı, yalnızca alevlerle değil; düşük ücretlerle, sosyal güvencesizlikle ve görmezden gelinmeyle savaşıyordu. Yangını söndürmek için göreve gittiler, ama görev yerinden bir daha dönemeden hayatlarını kaybettiler.
“Sadece ağaçlar değil, insan da yanıyor”
Tüm Yerel Sen adına konuşan Erdağ, yaşanan acının sadece bir doğal afet ya da bir meslek kazası olmadığını vurguladı:
“Eğer yangına koşanların maaşı asgari ücretin altında kalıyorsa, bu ülkede yalnızca ağaçlar değil, insan da yanıyor demektir.”
Şimdi sıra bizde: Bu soruya cevap vermek artık bir borç
Eyüp artık aramızda değil, ama sesi hâlâ yankılanıyor.
O soruya sadece ekonomik değil, insani bir yanıt vermek gerekiyor.
“Bu ay maaş zamlı yatar mı?” sorusuna verilecek her gecikmiş cevap, başka Eyüplerin de aynı kaderi yaşamasına neden olabilir.
News
