Türkiye’de sendikacılık, tarihsel olarak işçi haklarının savunulduğu bir mücadele alanı olarak tanımlanır. Ancak son dönemde bazı sendikaların tutumları, bu savunucu kimliği sorgulatır hale geldi. Özellikle Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve bağlı sendikaların, siyasi korkuları nedeniyle “gerçek işçi sorunlarına” kayıtsız kaldığı iddiaları giderek artıyor. Peki, bu eleştiriler ne kadar haklı?
DİSK’in son dönemdeki eylemleri ve açıklamaları, samimiyet testinden geçemiyor. Örneğin, “80 bini verin, hemen burada imzalayalım” gibi hamasi söylemlerle masaya oturan bir sendika, aynı kararlılığı AKP’li belediyelerde çalışan ve maaşları ödenmeyen işçiler için göstermiyor. Bu durum, sendikanın “siyasi korkularının” işçi haklarının önüne geçtiğinin açık bir göstergesi.
2. Asgari Ücret Tartışmalarında Neredeydiler?
Asgari ücret müzakereleri sırasında DİSK ve bağlı sendikaların etkisiz kalması dikkat çekiciydi. O dönemde sosyal medyada ve meydanlarda “gerçek bir mücadele” nedense göremedik. Peki, neden? Çünkü asgari ücret gibi hayati bir konuda bile siyasi hesaplar, işçi çıkarlarının önüne geçmiş görünüyor.
Örneğin, Menemen Belediyesi’nde işçiler maaşlarını alamıyor, pek çok AKP’li belediyede ücretler geç ödeniyor veya cüzi miktarlarda zam yapıldı ve büyük sorunlar var. Peki, DİSK, Genel-İş ve benzeri sendikalar bu işçiler için neden sessiz? CHP’li belediyelerdeki sendikal faaliyetlerin aksine, AKP’li belediyelerdeki işçilere yönelik kayıtsızlık, bu örgütlerin “siyasi korkuyla” hareket ettiğinin en net kanıtı.
DİSK ve bağlı sendikalar, CHP’li belediyelerde yoğun bir örgütlenme içinde. AKP’li belediyelerde ses çıkaramayan ya da isteyerek ses çıkarmayan sendikalar CHP’li belediyeleri sömürüyor.
Sendikalar, işçinin emeğinin ve hakkının savunucusu olmalıdır. Ancak DİSK ve benzeri yapılar, siyasi korkuları nedeniyle bu misyonu unutmuş görünüyor. AKP’li belediyelerde maaş alamayan işçilere sessiz kalmak, CHP’li belediyelerde ise aktif rol almak, “sendikacılık” değil, “siyasi yandaşlık” yapmaktır.
Beni herkes bilir, Doğruya doğru, haklıya haklı derim, ama ortada bir haksızlık varsa da kralı gelse karşısında dururum. Sendikalar, eğer gerçekten işçi haklarını savunuyorsa, tüm belediyelerde tüm emekçilerin sesi olmalıdır. Aksi takdirde, “DİSK yalan söylüyor” eleştirisi, haklı bir çıkış olarak tarihe geçecektir.
Hayatımda ilk kez bir grevi desteklemiyor ve İzmir grevinin karşısındayım. Yaptığınız sadece İzmir’in güzel insanlarına eziyet..
GÜNDEM
21 gün önceGÜNDEM
30 gün önceGÜNDEM
03 Haziran 2025GÜNDEM
03 Haziran 2025GÜNDEM
03 Haziran 2025EKONOMİ
03 Haziran 2025GÜNDEM
03 Haziran 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.