07 Aralık 2025 Pazar
Aysun Uysal Yazdı... Eğitim Evde Başlar, Okulda Şekillenir
Süt ürünleri ile başınız dertte mi? Laktoz İntoleransına sahip olabilirsiniz!
Cavit Yoldaş Yazdı... Seçim Toplumu: Sandığın Gölgesinde Yaşamak
Dilek Bozkurt Yazdı... Etik ve Ahlak
Serkan Candaş Yazdı... Yılbaşı Üzerinden Dindarlık Yarışına Son Verin
Her 6 kişiden biri bahis oynuyor: Lise mezunları, orta gelir grubu ve esnaf hedefte
Türkiye dört mevsim güneşi gören, bereketli topraklara ve stratejik bir coğrafyaya sahip eşsiz bir ülke. Ancak ne yazık ki bu doğal avantajları yeterince değerlendiremiyoruz. Özellikle güneş enerjisi gibi sürdürülebilir kaynaklar konusunda atılan adımlar hâlâ yetersiz.
Oysa Türkiye’nin yıllık güneşlenme süresi, birçok Avrupa ülkesinden kat kat fazla. Ama biz, hâlâ doğalgaza, petrole, dışa bağımlı enerji sistemlerine mahkûmuz. Oysa güneş bedava, temiz ve tükenmeyen bir kaynak. Peki neden kullanmıyoruz? Çünkü kısa vadeli hesaplar, kalıcı çözümlerin önüne geçiyor.
Dünya hızla enerji krizine sürükleniyor. Fosil yakıtlar tükeniyor, iklim krizi derinleşiyor. Enerjiye ulaşmak sadece bir ekonomik mesele değil, artık bir hayatta kalma savaşı hâline geliyor. Su gibi, hava gibi, enerji de yakında jeopolitik çatışmaların başlıca sebebi olacak.
Bugün yatırımı yapılmayan her panel, yarın kaybedilecek bir bağımsızlık demektir. Güneşi görüp ısınamamak, sadece beceri değil, vizyon eksikliğidir.
Artık geçici çözümlerle değil, sürdürülebilir politikalarla ilerlemeliyiz. Güneşi sadece doğan bir ışık değil, kalkınmanın anahtarı olarak görmeliyiz. Çünkü gelecek, enerjisini kendi üreten ülkelerin olacak.